13 Nisan 2019 Cumartesi

OKUDUKLARIM ÜZERİNE

KÖRLÜK


Görmemek ve görememek. Bu ikisi arasında oldukça büyük bir fark vardır. Biri irade dışı gerçekleşir, diğeri irade çerçevesinde...

Hangimiz gözleri görmeyen birine dönüp çevreni hangi renkte görüyorsun diye sorduk? Bunu doğuştan bu yetiyi kaybeden bireye sormak zor, onun bir renk tanımı var mıdır bunu düşünmek bile acı. Fakat sonradan kaybeden insanlara bunu sorduğumuzda neler duyduk? Hepimizin kafasının içerisinde bunun bir karanlık olduğu algısı vardır. Peki ya içlerinde olduğu renk mavi ise ya da turuncu. Beyaz...

Saramago bu körlüğü beyaz olarak tanımlar. Hiç bir sebep yokken direksiyonda kırmızı ışıkta bekleyen birine uğrar ilk. Aniden görmez olur, oradan onu evine bırakan birine, oradan da gittiği göz doktoruna, karısına ve etkileşim içerisinde olduğu herkese bulaşır. Bireye uğrayan bir körlük bireyin dünyasını tepetaklak eder, topluma uğrayan bir körlük de toplumu alaşağı eder. Bir felakettir bu, hiçbir sebep yokken ortaya çıkan bu körlük nasıl olacaktır ki önlenecektir bilinemez. Önce beyaz körlüğe bulaşan ve bu tehlikede olan birçok insan karantinaya alınır. Nasıl bir karantina mıdır bu; eski bir hastane binası içerisine hapsedilirler. Asıl olaylar burada başlar ve görmemezlik...

Devlet oradaki her insanı koruyacağına dair bir yanılgıya düşürür bu insanları. Amacı onları korumak ve gözetmek olsa da bunu yaparken asıl sorun o insanları kendinden koruyamamak olur. Gözetmek şöyle dursun aç bırakılırlar, hastalıkla-ölümle burun buruna gelirler. Onlar yardım bekleme maksadıyla yaklaşmaya kalktıklarında gözlerini kırpmadan tehditle karşılaşıp, tetikte bekleyen askerlerin elleri acımasızca namluya dokunur. Suskunluklar başlar ve düşmanlıklar. Tecavüzler başlar ve hırsızlıklar. Neyse ki bir grup kör şanslıdır; yüzlerce insanın içerisinde kör olmayan tek bir birey vardır ve bu gruba önderlik eder. Medya halkı durmadan mevcut duruma karşı aldığı önlemle bilgilendirir ve hükümet ayağıyla bunun önüne geçileceği algısı yaratılır. Fakat devlet göremeyen değildir, görmeyendir artık. Medya görmez, savunma birlikleri görmez, üst yetkililer görmez.

Dışarıda da durum farklı değildir insanlar neredeyse artık tamamen kördür ve bunun önü alınamaz. Varın böyle bir dünyanın nasıl olacağını siz düşünün...

Bu denli ayrıntı vermek dahi istemezdim fakat okurken öyle içlerinde hissettim ki; ismi olmayan bu insanların arasında ben dahi ismimin bir önemi olmadığını düşündüm. Ve niçin karakterlerin ismi olmadığını? Birbirlerinden ayrı bir yanları yoktu hiçbir zaman, hepsi eşit şartlar altında aynı yolda kaybolan insanlardı.








1 yorum:

  1. Tatlım analizlerin çok güzel. Tebrik ederim. İyi ki varsın😊

    YanıtlaSil