23 Mayıs 2018 Çarşamba

OKUDUKLARIM ÜZERİNE




KUZEY


Kuzey bize iyi ile kötünün iç içe olduğu, gerçek ile rüyaların birbirine karıştığı, cevaplardan çok soru işaretlerinin yer aldığı bir Dünya sunar. Kuzey, aslında varılan bir noktadan ziyade bir yolculuktur. Aslem'in oğlu Rinda'nın yolculuğu...


Size biraz Rinda'dan bahsedeyim. Yıllarca babasından uzakta büyümüş, cesur, Aslem'in benzerlik yönünden öteki eşi. Babasını ölü bulup ilk kez soğuk yüzünü gördüğünde kendisine ne kadar benzediğini o an görür. Yolculuğunun temel nedeni de; babasının yaşam şartlarını görüp Kuzey'e neden gittiğinin cevabını bulmak. Ve buna Aslem'in ağzında bulduğu küpe ile başlar.


Kuzey'de anlatım oldukça geniş bir alana yayılmış, tasvirlerle dolu ve her bir karakterin ayrı bir hikayesi var. Onu okudukça siz de bir karakterin değil birçoğunun düşüncelerine ve yaşamına tanıklık edeceksiniz. Gerçeği bir rüyadan ayırt edemeyecek, iyi ile kötüyü var eden şeyin ne olduğu üzerinde saatlerce düşüneceksiniz. Gerçek yalanın aksi değil, bilinmeyenin keşfidir der Abbas Kiyarüstemi. Bu kitapta da gerçeğin sizin yarattığınız şeylerden farklı olmadığını göreceksiniz. Birbirinden farklı hikayeler ile masalsı bir dünyaya kapılarını açan Kuzey, gökyüzü kapısını aralayarak yıldızlara ulaştıracak sizi.


Yaptığımız her bir yolculukta eğer varış noktamız yine başladığımız yer ise özgürleşmiş sayılmayız çünkü hayat bu değil. Hayat zihnin bir yolculuğudur, bedenen olduğumuz yerden çok ayrılmasak dahi zihin, -açılan bir musluktan suyun akması gibi- zamanın sonsuzluğu içerisinde akar gider. Ve nerede duracağı konusunda kararı o verir, biz zaman zaman sadece onun yürümeye devam ettiğini unuturuz. Amaç burada bir noktaya varmak değil yalnızca sorular sorarak mevcut düşünceleri anlayabilmektir, hayatı anlayabilmektir. Zihnin kurulumu bunun üzerinedir. Rinda'da zamanla varış noktasını unutup tanıştığı yeni fikirleri anlamaya odaklanmış, kötünün içerisindeki iyiyi açığa çıkarabilmeyi ummuştur. Onun için belki de yeni bir yolculuğa sebebiyet verecek olan küpeyi canı pahasına saklamış, ölümü burnunun ucunda hissetmiştir. Çünkü ölüm de bir nevi başka bir dünyada olan yolculuktur. Beden yorulur, susar ve süreksizdir. O durduğu an, rüyalardan uyandığımız anlar gibi başka bir zamana geçiş yapılır.


Burhan Sönmez Kuzey'de bize zihninin enginliğini ve derinliğini sunmuş, onun araladığı bir kapıdan Rinda ile yürümemizi istemiştir. Onun gibi korkusuz, onun gibi dirayetli. Çünkü hayat önümüze birtakım zorluklar koyar ve biz amacımızı bir gün dahi unutacak olursak gece, yıldızlarının ışığının gözlerimize temas etmesine izin vermez...